Gelecekte Güneş Enerjisi
Son yıllarda en sık kullanılan kavramlardan biri sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirlik ve yeşil enerji denildiğinde akla ilk gelen kaynaklar arasında ise güneş enerjisi geliyor.
Uzmanlar, durmaksızın artan dünya nüfusunun enerjiye olan talebi artırmaya devam edeceği ve gelecekte güneşin bugünkünden bile önemli bir enerji kaynağı olacağı tahminlerinde bulunuyor. Günümüzde de artık kullanmakta olduğumuz güneş enerjili jeneratörler, güneş enerjisi ile çalışan Wi-Fi, güneş enerjili powerbank gibi araçlar hayatımızı kolaylaştırmaya başladılar bile. Ancak esas enerji devriminin, güneşin fosil yakıtların yerini alması ile gerçekleşeceği öngörülüyor.
Yeryüzüne yalnızca 90 dakikada düşen güneş enerjisinin, dünyanın yaklaşık bir yıllık enerji tüketimine eşit olduğunu kanıtlayan çeşitli araştırmalar da bu öngörüyü doğrular nitelikte. Güneşin güçlü ve sınırsız enerjisinin daha verimli kullanılabilmesi halinde, yeryüzünün birincil enerji kaynağı olacağı gerçeği, gelecek adına umut vericidir.
Yine de bu geleceğe ulaşmak zannedildiği kadar kolay görünmüyor. Günümüzde güneş enerjisi, dünya elektriğinin yaklaşık %2’sini üretmekte. Bu yüzdenin önce fosil yakıtlarla rekabet edecek noktaya gelmesi, ardından öncü enerji kaynağı olması için daha fazla yatırıma gereksinim duyulmakta. Mevcut güneş enerjisi teknolojilerinde ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması, karşılaşılan ciddi sorunlardan biri. Güneş enerjisinin geceleri ve olumsuz hava koşullarında tam potansiyelinde değerlendirilemiyor olması da, bu enerjinin depolanması için ekstra yatırımlar yapılmasını zorunlu kılıyor. Yatırımcılar, bu durumun maliyetlerde yaratacağı artışı da göz önüne alıyor.
Her şeye rağmen, geçmişle kıyaslandığında gelecek umut verici; 1970’lerde güneş panellerinden enerji üretimi watt başına 100 dolardan fazlayken, bugün bu rakam 1 dolardan bile daha az. İspanya, İtalya, Almanya gibi ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede güneş enerjisi, kömürden daha ucuz olduğu gibi gelecekte Amerika’da doğal gazdan daha ucuz olacağı da öngörülmektedir.
Şüphesiz ki bunda teknolojinin gelişmesi, malzeme ve kurulum maliyetlerinin düşmesi önemli yer tutmaktadır. Maliyetlerde yaşanacak düşüşle birlikte 2040’a gelindiğinde güneş enerjisinin maliyetinin bugüne kıyasla üçte iki oranında azalması bekleniyor.
Teknolojide yaşanan gelişmelerle birlikte bugün emekleme aşamasında olan pek çok projenin, gelecekte önemli enerji araçları haline gelmesi bekleniyor. Fransa ve Çin’de kurulan güneş enerjili yolların veya her yüzeyde kullanılabilen şeffaf güneş panelleri ile eşyaların ve binaların enerji panelleri haline geldiğini görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Böylelikle 2050 yılına kadar elektrik üretiminde güneş enerjisinin payının, küresel çapta %2’den %16’ya ulaşması bekleniyor.
Hem fosil yakıtların sonunun yaklaşması hem de güneş enerjisinin öncü yenilenebilir enerji kaynağı olması ile, gelecekte bizleri daha güneşli ve çevreci günlerin beklediği söylenebilir.