Depremleri Tahmin Etmek Neden Zordur?

Depremleri Tahmin Etmek Neden Zordur?
Kategori: Teknoloji
Tarih: 09.09.2019
Paylaş

Dünya üzerindeki en can alıcı doğal afetlerden biri de deprem. Maalesef önüne geçilmesi mümkün değil ama tespit edip önlem alma imkanımız olabilir. Buna karşın teknoloji ne kadar ilerlese de depremlerle ilgili kesin verilere ulaşılamıyor.

Peki depremleri tahmin etmek neden bu kadar zordur?

Dünya’nın alt tabakası dediğimiz magma akışkan bir haldedir. Yerin hemen altında ise tektonik tabaka dediğimiz bu tabaka bulunmaktadır ve her sene 1 ila 20 santim arasında hareket eder.  Bu hareket çok yavaş olsa da basıncın yüksek olduğu yerlerde depremi tetikleyebiliyor.  Tektonik kayaların biçimlerine göre de fay hattı dediğimiz yerlerdeki basınca farklı tepkiler verebiliyor. Kimi sürtünüyor, kimi ısınarak eriyor, kimi patlamaya yol açıyor, kimisi de soğuyarak ufalanıyor.

Tektonik hareketler genellikle döngüsel olduğundan jeologlar daha önce deprem olan yerlerin haritasını çıkararak deprem hatları belirliyorlar. Biz bunu fay hattı olarak biliyoruz. Bilim insanları bu fay hatlarında ayrıntılı analiz yaparak deprem henüz gerçekleşmeden titreşim ölçen uygulama geliştirdiler. Uygulamaya göre bu titreşimler telefondan bile takip edilebiliyor. Ancak güvenlik sebebiyle bireysel kullanıma açık tutulmaması düşünülüyor. Şimdilik NASA içerisinde kullanılmasına uygun görülüyor.

Bir diğer gelişme ise Japonya’dan. 2011 yılında yaşanan deprem sırasında bilim insanları ilginç bir şey fark ettiler. Yaşanan büyük depremin hemen öncesinde atmosfere yoğun miktarda radon ve thoron yayıldı. Bu gazların fay hattından çıktığını tespit eden bilim insanları bir redaktör sistem üzerine çalışmaya başladılar.  Geliştirilen sisteme göre bir detektör ağı geliştirilerek bu gazların tespiti yapılacak ve deprem öncesinde önlem alınacak.  Bilim insanları bu sistemin umut verici bir uyarı sistemi haline geleceğini düşünüyorlar.

Deprem üzerine çalışmalar hala devam ediyor. Ancak iç kürenin hareketleri ve hatları zaman içerisinde değişebiliyor. Bu nedenle dışarıdan ve güncel takip sistemli çalışmalar umut vaat edici oluyor. Türkiye’nin de bir fay hattında olduğunu düşünürsek biraz rahatlayabiliriz.